Günümüzde yapay zeka ve sanat ilişkisi hakkında pek çok tartışma söz konusudur. Bir takım eleştirmenler, yapay zekanın sanat endüstrisinin temel yapısını bozacağına inanıyor. Çünkü bu tarz programların sanatın temel öğesi olan insani duyguları ortadan kaldıracağına inanıyorlar.
Öte yandan sanatçıların bir sanat eseri yaratma sürecinden tasarruf ederek kendilerini ifade etmeleri daha kolay hale gelmesinden dolayı üretim aşamasında büyük bir kolaylık sağladığını düşünen bir kesim de mevcut.
Yapay zekanın sanattaki etkisine olumlu yönde bakan bu insanlar, yapay zekanın ufkunu genişletmek isteyen bir sanatçı için sadece bir araç olduğunu da düşünüyorlar.
Bazı insanlar ise bu yeni teknolojinin toplumdaki insanın yerini alacağına ve sanat ihtiyacının farklı bir boyuta geçeceğine inanıyor.
Bugün ki yazımızda teknoloji ve sanatı birleştirerek farklı bir pencereden bakmak istiyoruz. Yıllardır bu işe emek veren ve işin mutfağında olan sanatçı İlyas Yılmaz ile kısa bir röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle İlyas Yılmaz hakkında ufak bir bilgi sahibi olalım.
Küçük yaşlarda Resim sanatı ile tanışan Sanatçı, uzun yıllar eğitim aldıktan sonra, 2007 yılında Usta ressam karikatürist Bedri KORAMAN ve Mesut YAVUZ ile çalışma olanağı buldu.
2009 yılında kendi atölyesini açtı. 2015 yılına kadar genelde tuval üzerine yaptığı çalışmaları yeterli bulmayan İlyas YILMAZ, tuvalinin sınırlarını zorladı ve çalışmalarına Akrilik sicimler üzerine devam etti ve bu tekniğe Elias adını verdi. Sanatçı Elias tekniğini “Tuvalimin sınırlarını zorlayınca akrilik sicimler üzerine polyester eritme yöntemi ile oluşan dokulu yüzeye el işi ile yapılan eserlerim ortaya çıktı.” diyerek anlatıyor. Resimde tek boyuttan üç boyuta geçen bu teknik sanatçının tamamen kendi yaratısı.
Sanatçının çalışmaları 2018 yılında PTT özel koleksiyon pul serisine basıldı. 2020 yılına kadar usta sanatçıların da yer aldığı bir çok karma sergi yanında, sekiz kişisel sergi açtı.
Son yıllarda kendine has tekniği ile dikkat çeken sanatçının yurt içi ve yurt dışı bir çok koleksiyonerde eserleri bulunmaktadır. Özgün bir sanatçı olan İlyas Yılmaz’ın yapay zeka ve sanat ilişkisi hakkındaki yorumları bizi şaşırttı.
Yapay zeka ve Sanatın birleşimi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Yapay zekanın sanatın yerini alacağını asla düşünmüyorum. Adından da anlaşıldığı gibi yapaydır. Sanatın en önemli özelliği duygu içermesidir. Sanatını icra eden sanatçının kattığı duygu ve izleyicinin aldığı duygudur. Teknolojinin hayatımıza kattığı yeniliklerden bilinçli bir şekilde faydalandığımız zaman hayatımızı kolaylaştırıcı ve çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Ancak teknolojinin bilinçsiz kullanımı bizi makineleştiriyor diyebilirim. Ve sanatıda böyle etkilediğini ve duygularını bizden aldığını düşünüyorum. Yapay zekanın oluşturduğu bir resme odanızın bir köşesini süsleyecek bir görsel olmaktan öteye gideceğini sanmıyorum ve bu görsel için yalnızca kısıtlı bir yorum yapılabilir. Bir hata arayamaz ve eleştiri yapamazsınız. Oysa sanat eleştirilebilir olmalı ve bir duyguyu yansıtmalı ki üzerine konuşulabilmelidir. Yapay zekanın oluşturduğu işin görsel bir şölenden öteye gideceğini düşünmüyorum.
Yapay zeka teknolojisinin şimdilik nerelere gideceği belli değil fakat günlük hayatımıza birçok kolaylaştırıcı katkısı olduğu söylenebilir. Sanat için de aynı şeyi söyleyebilir miyiz orası meçhul.
Yorum Yaz