Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
iMovie ile video nasıl düzenlenir?
Otomobil üreticileri sürüş teknolojilerine ciddi yatırımlar yapıyor. İşte yakın gelecekte hayata geçirilmesi planlanan sürüş teknolojileri.
Trafik kazaları her yıl yüzlerce can alıyor. TÜİK raporlarına göre ülkemizde, sadece 2015 yılında toplam 1 milyon 313 bin trafik kazası gerçekleşmiş. Bu kazaların ise 183 bin 11 adetinin ölümlü kaza olduğu açıklandı. Bu kazaların birçoğunun insan kaynaklı olduğu bir gerçek.
Bunun farkında olan otomobil üreticileri ise bu kazaları azaltmak, hatta bitirmek için her yıl sürüş teknolojileri geliştirmek için AR-GE’ye milyonlarca lira yatırım yapıyorlar. Firmalar gelecekte göreceğimiz bu teknolojilerinde ise sürüş esnasında insanın otomobil üzerindeki kontrolünü aşağılara çekerek, bu işi biraz da robotlaştırarak/makineleştirerek kaza oranını aşağıya çekmeyi planlıyorlar.
Bu konuda bazı şirketlerin bir hayli iddialı olduğunu belirtelim. Mesela Volvo bu şirketlerden birisi. Volvo, 2020 yılında, hayata geçireceği sürüş teknolojileriyle ölümlü trafik kazalarını bitirmeyi hedefliyor.
Peki otomobil üreticileri yakın gelecekte ve günümüzde hangi sürüş teknolojileri üzerinde çalışıyorlar?
Otonom sürüş: Aslına bakarsanız bu özelliğe sahip araçlar yani kendi kendine gidebilen araçlar günümüzde kullanılmaya başladılar. Bazı şirketler ise bu konudaki testlerini sürdürüyorlar. Bu konuda Tesla, Volvo, BMW ve Google gibi şirketlerin ciddi ilerleme kaydettiklerini söyleyebilmek mümkün.
Günümüzde piyasaya sunulan ve otopilot özelliğine sahip otomobiller, uzun virajlarda da şeridi tutuyor, araya giren otomobilleri tanıyor, farklı türdeki taşıtları (ağır vasıta, otomobil ve motosiklet gibi) ayırt edebiliyor, şerit değişimlerini kendi kendine becerebiliyor ve sıkışık dur-kalk trafiğinin de üstesinden gelebiliyor. Sadece ara sıra gösterge tablosunda ellerin direksiyonda olması gerektiğine dair bir uyarı çıkıyor. Siz sadece araca nereye gitmesi gerektiğini söylüyorsunuz.
Yaya algılama: Araç ön tarafında bulundurduğu sensörler sayesinde önünde yaya algılarsa öncelikli olarak sürücüyü uyaracak, eğer sürücü bu uyarıyı görmezse kendisi otomatik olarak fren uygulayacak.
Sürücüyü etkisiz bırakma: Bu özellik ile birlikte gelecekte otomobiller sensörleri sayesinde kaza riskini sezebilecek ve hamle şansını sürücüye bırakmadan kendisi yapacak. Mesela otomatik olarak frene basabilecek ve aracı durdurabilecek. Araç tüm bu hamlelere ise kendisi karar verecek.
Bisikletli algılama: Aynı şekilde araç bir bisikletçiye yaklaşıldığında veya bisikletli kendisine yaklaştığında gerekli uyarıları verecek. Gerektiğinde kontrolü eline alacak.
Hayvan algılama: Araç geniş sensörleri sayesinde bir hayvanın yaklaştığını algıladığında otomatik olarak yavaşlayacak.
Kapsamlı araç takibi: Bu özellik sayesinde “öndeki aracı takip et” sözü farklı bir anlam kazanabilir. Günümüzde TIR’larda kullanılmaya başlayan bu özellik ile birlikte aynı istikamete gideceğiniz aracı siz hiçbir şey yapmadan takip edebileceksiniz. Siz koltuğunuzda farklı işlerle meşgul olurken aracınız hızını önünüzdeki araca göre ayarlayacak ve o araç nereye giderse belli bir takip mesafesiyle onu takip edecek.
Çarpışma güvenlik özelliği: Araç yalnızca sürücü ve içerisindeki yolcular için hava yastığı sağlamayacak, aynı şekilde çarpışmanın kaçınılmaz olduğu durumlarda karşı taraftaki yayalar için de hava yastığı sağlayacak. Bu şekilde çarpılan yayanın hasarı en aza indirilecek.
Aktif cam özelliği: Bu özellik sayesinde sürücünün önündeki camda sürüş ile ilgili tüm bilgiler gösterilecek. Mesela navigasyon bu cama yansıtılacak ve sürücü dikkatini dağıtmadan sadece cama bakarak yolunu bulabilecek. Ayrıca öndeki araç ve yol ile ilgili bilgiler de camda gösterilecek.
Sürüşe duyarlı kontrol özelliği: Bu özellik ile birlikte araç, bazı durumlarda sürücüden kontrolü kendisi ele alacak ve aracın öndeki araçla güvenli mesafede kalmasını sağlayacak. Duruma göre kendi inisiyatifinde fren yapabilecek, gaza basabilecek. Mesela sürücü kalp krizi veya benzeri sağlık durumu yaşadığında araç kontrolü eline alıp ciddi kazaların önüne geçecek.
Aktif sağlık monitörü: Bu konuda Ford’un ciddi çalışmaları var. Bu özellik ile birlikte emniyet kemerlerine ve direksiyona çeşitli sensörler yerleştirilecek ve sürücünün sağlık durumu bu monitörde gösterilecek. Mesela sürücü, sürüş esnasında bir kalp krizi geçirdiğinde sistem bunu algılayacak ve otomatik pilota geçecek ve en yakın hastaneye gidecek.
Yardımcı özelliği: Bazen sürücü yorgun olduğunda veya başka bir durumda kendi şeridinde devam edemeyebilir ve fark etmeden şeridinden çıkabilir. Bu gibi durumlarda araç ufak hamlelerle aracı kendi şeridine geri sokabilecek.
Bu özelliklerin her biri aslında otonom sürüşün bir parçası. Ancak gelecek yıllarda daha da yaygınlaşacak olan otonom araçların en önemli sorunu ise “güven” gibi görünüyor. Zira geçtiğimiz aylarda otonom araçların da bazı hatalar yaptıklarını duymuştuk. Hatta ölümlü kazalar bile oldu.
Ancak tabii ki bu şu an için geçerli. Şu an için gözlerimizi kapatmak ve kendimizi tamamen otomobile teslim etmemiz oldukça zor gibi görünüyor. Yakın gelecekte bunun mümkün olabilmesi için otomobil üreticilerinin ciddi mesai harcadıklarını söyleyelim.
Tabii her ne kadar “yakın gelecek” desek de sürücülerin, ne kadar gelişmiş olursa olsun canlarını tamamen bir makineye emanet etmesi veya başka bir deyişle bir makineye tamamen güvenmesi daha uzun yıllar alacak gibi görünüyor.
Yorum Yaz